29 Eylül 2016 Perşembe

Eylül Gelme!



Şu Eylül ne zaman gelse geldiği 1.günden itibaren herşeyi tepetaklak eder..

Herşeye rağmen bu sefer umutluydum deneyecektim onu sevmeyi..Ama ruhuma ters ne kadar istesem de sevemedim..Benim Yaşam enerjimi çekiyor Eylül. Oysa ben güneş enerjisi ile çalışanlardanım..

Eylül'e başka anlamlar yüklemeye çalıştım, romantiklik, duygusallık katmaya çalıştım..Sonbahar herşeyi siler,süpürür, yeni başlangıçlar olur dedim, yok olmadı, beceremedim yine de sevmeyi..


Eylül güzün başlangıcıdır ve güz hüzündür, yıkımdır, doğa kederlenir, herşeyin rengi solar, doğa önce sarıya sonra da kahverengiye döner, gökyüzü ise maviden griye döner..

ooh dersin güneş var meğer o da sahtekar çıkar ısıtıyormuş gibi yapar kandırır insanı.. 


Ben İlkbaharı, yazı sevdim.. Ben doğanın yıkımını değil, canlanmasını sevdim..

Birşeyleri yok eden yağmurları, ağaçların dallarını kıran rüzgarları değil, yeni şeylerin doğmasına sebep olan özsuyu olan yağmurları, tatlı tatlı dallara vurup, çiçek kokularını etrafa yayan meltemleri sevdim.. 

Ah be ilkbahar, yaz ne ani oldu gidişiniz..Hiç alışamadım yokluğunuza..

Hoşçakal deniz, leylaklar, karpuz ve dondurma..

Hoşgeldin (!) ıhlamur, şemsiye ve mendil kutusu..


Hadi Eylül bu sefer çok uzun kaldın, bu ne inat bi gitmek bilmedin.. Bi git artık...  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder