Yazın
bitmesinin tek bir sevdiğim yönü var o da tiyatro sezonunun açılması. Yazın bol
bol hem bedenimi hem ruhumu gezdirdim şimdi ise ruhumu sanatla doldurma günleri
başladı. Aslında çok sık tiyatro takip etmeme, hatta beğendiğim birçok oyun
olmasına rağmen dün akşam izlediğim bu oyunu vakit geçmeden paylaşmak istedim.
Belki de tam da kendimi bugünler de Shirley gibi hissettiğim hayatımı
değiştirmeye cesaret etmekle etmemek arasında kaldığım için..
Shirley’e
göre çok daha güzel oyunlar var ama Shirley Sumru Yavrucuk’a nasıl yakışmış
gidip mutlaka görmeniz lazım. Tek kişilik oyunları oynamak zordur ama Sumru
Yavrucuk bunu nasıl güzel başarmış, oyun boyunca izleyici olarak oyundan hiç
kopmuyorsunuz, zaman nasıl geçiyor anlamıyorsunuz, yüzünüzde bir tebessüm, çoğu
zamanda kahkahalar.. Bu arada oyunun müzikleri de ayrı bir güzeldi.
İngiliz
Willy Russell’ın birçok ödül kazanmış 1986 yılında yazdığı Shirley’e
gelecek olursam, oyun Londra’da geçiyor. Shirley Valentine 45 yaşında
çocuklarını büyütüp okutmuş, onlar gidince de eşi ile yalnız kalmış bir kadın.
En yakın arkadaşı ‘Duvar’. Hayatının
monotonluğu Shirley’i mutsuz bir kadın haline getiriyor. Shirley en büyük
hayali üzüm yetişen bir ülkede deniz kenarında bir kadeh şarap içmek olan bir
kadın. Bir gün bir arkadaşının kendisine hediye ettiği Bodrum tatiline zor bela
gitmeye karar vermesiyle birlikte herşey değişiyor. Bir kadın değişiyor ve
herkes değişiyor. Shirley Valentine, yeni bir kadın olarak mutlu bir hayata
başlıyor.
Aslında kimi
zaman/herzaman hepimiz hayatlarımızı değiştirmek istemişizdir/istiyoruzdur.
Hepimizin Shirley gibi 1. Perdede ki hayatlarımızı kapatıp 2. Perdeye başlamak
istemişizdir. Yeni Shirley olmak hepimizin hayali.. Belki de bu oyun biraz
olsun cesaretlendirir hepimizi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder